İstanbul nüfus büyüklüğü ve sosyo-ekonomik durumu göz önünde bulundurulduğunda hiç kuşkusuz Türkiye’nin en önemli şehridir. Sadece Türkiye’nin değil aynı zamanda Avrupa’nın da en kalabalık şehri olan İstanbul tarihsel süreci değerlendirildiğinde doğal bir başkent özelliği taşımaktadır.
Her ne kadar şu an Türkiye’ye başkentlik yapmasa da kültürel ve ekonomik açıdan lider bir kent özelliği taşır ve bütün Türkiye’nin özelliklerini kozmopolit bir yapıda barındırır. Tarihinde 330-395 yılları arasında Roma İmparatorluğu, 395-1204 ile 1261-1453 yılları arasında Bizans İmparatorluğuna, 1204-1261 arasında Latin İmparatorluğuna ve son olarak 1453-1922 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğu'na başkentlik yapmıştır. Bugün de gerek bir finans merkezi olarak gerek iki kıtayı birbirine bağlayan boğazı gibi doğal güzellikleriyle gerekse tarihi kalıntılarıyla tüm Türkiye’den ve dünyadan yoğun ilgi çekmektedir. Bu yazımızda İstanbul’u yerli veya yabancı bir turistin gözüyle anlatmaya ve tanıtmaya çalışacağız.
Her ne kadar içinde yaşayanların artan nüfus ile bağlantılı kentsel sorunları olsa İstanbul özellikle İstanbul’u tanımak isteyen milyonlarca turist için muhteşem bir kenttir. Büyük imparatorluklara yüzyıllar boyunca başkentlik yapması İstanbul’a başka hiçbir yerde bulunmayan bir tarihi zenginlik katar. Peki bir turist olarak İstanbul’da neler yapılabilir biraz da bunlardan bahsedelim. Öncelikle içinde yaşayanlar için trafik sorunu maalesef ki önemli bir sorundur ancak dışarıdan gelen ve İstanbul’u tanımak isteyen bir tatilciyseniz İstanbul’u gezmek için bir araca ihtiyacınız olacaktır. Bu yüzden İstanbul gezinize başlamadan önce kendi aracınızı almanız ya da bir rent a car şirketinden araç kiralamanız uygun olacaktır, unutulmaması gerek ki İstanbul sadece nüfus bakımından değil yüz ölçümü ile de iki kıta da büyük bir şehirdir ve kısa sürede İstanbul’u gezmek istiyorsanız kiralık bir araç işinizi görecektir ayrıca tatil zamanlarında trafik yoğunluğu daha az olacağından daha da hızlı yol alabilirsiniz.
İstanbul’un tarihi her semti birbirinden güzel ve görülmeye değerdir, daha sonraki yazılarımızda daha ayrıntılı ele alacağımız bu semtlere şimdilik sadece genel bilgiler vermekle yetineceğiniz. Eğer tarihi yapılara meraklıysanız İstanbul sizin için bir cennet sayılabilir. İlk olarak tarihi yarımadaya girerken sizi Tarihi İstanbul Surları karşılar, bu duvarlar Doğu Roma döneminden kalma tarihi duvarlardır ve ilk yapımı M.S 5. Yüzyıla dayanır. Tarihi kente girerken size tarihi atmosferi yaşatacak bu surlarda toplamda 50 kapı ve 300 burç bulunur, büyük kısmı bugün hasarlı ve kaybolmuş durumda olsa hala izleri açıkça görülebilir. Surlardan içeri girdiğinizde İstanbul’da Çırağan Sarayı, Dolmabahçe Sarayı, Yıldız Sarayı, Beylerbeyi Sarayı, Topkapı Sarayı gibi bir çok saray mevcuttur. Hepsi birbirinden etkileyici bu saraylardan en eskisi Topkapı Sarayı’dır. Topkapı Sarayında Hz. Muhammed’in hırkası, dişi, ayak izi, kılıcı gibi dini emanetler ve Kaşıkçı elması, Topkapı Hançeri gibi eşsiz parçaları ziyaret etmeniz mümkün. Tarihi eserlerin dışında bir diğer önemli unsur da İstanbul’un meydanlarıdır. Dünyaca ünlü Taksim Meydanı başta olmak üzere İstanbul, Sultanahmet Meydanı, Beyazıt Meydanı, Bakırköy Özgürlük Meydanı, Kadıköy Rıhtım Meydanı gibi bir çok simgeleşmiş ve tarihi değeri bulunan meydana ev sahipliği yapar. Bu meydanlar aynı zamanda tarihi eserlere de ev sahipliği yaparlar, örneğin Sultanahmet Meydanı hem Ayasofya’ya hem Sultanahmet Camii’ne hem de Alman Çeşmesi ve Dikilitaşa ev sahipliği yapar. Sultanahmet meydanı, bu özelliği ile her gün binlerce turist çeken meydanlardan yalnızca bir tanesidir..